Ünlü yatırım stratejisti zirveye çıkan enflasyon rakamlarını değerlendirdi
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Şubat ayı enflasyon verilerine göre, aylık enflasyon yüzde 4,53, yıllık enflasyon yüzde 67,07 oldu. Söz konusu verilere göre, yıllık enflasyon 15 ayın zirvesine çıkarken; Şubat ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup yüzde 12,76 ile eğitim oldu.
İntegral Yatırım Araştırma Müdürü Seda Yalçınkaya Özer, enflasyon verisine ilişkin yaptığı açıklamada, “Şubat ayında TÜFE, piyasa beklentisi olan aylık yüzde 4 beklentinin üzerinde yüzde 4,53 olarak açıklandı. Yıllık enflasyon ise yüzde 67,07 olarak geldi. Enflasyon kompozisyonuna baktığımızda ana harcama yıllık en yüksek lokanta ve oteller grubundan gerçekleşti. Aylık bazda ise en yüksek katkı eğitimden geldi. Eğitim konjonktürel olarak değişiklik göstermesine karşın enflasyonda gıda ve hizmetlerdeki yüksek seyir ve yapışkanlık sürmekte” dedi.
YIL SONU HEDEFİ TUTACAK MI?
Özer, şunları söyledi: “Aylık enflasyonun seyri Merkez Bankası’nın yıl sonu hedefinin karşılanıp karşılanmayacağı açısından kritik öneme sahip. Enflasyonun beklentilerin üzerinde gelmesi ve aylık bazda enflasyonda durulmanın olmaması gelecek aylardaki enflasyon beklentilerine daha olumsuz bakmamıza neden oluyor. Merkez Bankası’nın orta nokta olan yıl sonu yüzde 36’lık enflasyon beklentisine ulaşılması için aylık enflasyonda durulmanın olması ve hatta beklenti altında rakamların gelmesi gerekiyor. Bu koşullarda beklentinin üst bandı olan yüzde 42’ye yakın ya da bunun üstünde bir yıllık enflasyon gelmesi daha olası gibi görünüyor. Mart, Nisan aylarında yıllık yüzde 65-67 enflasyon gelmesi ve Mayıs ayında da baz etkisinin kuvvetli gelmesini bekliyoruz. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in sıkı para politika etkilerinin gecikmeli olarak enflasyona etki ettiği, enflasyonu kalıcı bir şekilde aşağı çekmenin tüm koşullarının hazırlandığını ifade etmesi; enflasyonun Mart’ta çok net bir trende oturacağı ifade etmesi önemli. Önümüzdeki süreçte aylık enflasyon beklentilerin üzerinde oluşabilecek sapmaların devam etmesi, Merkez Bankası’nın sıkı para politikasını tekrar gözden geçirmesine zemin hazırlayabilir.”